ikincisi

listen to the pronunciation of ikincisi
Turkish - English
latter

The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method. - Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.

Health is above wealth, for the former is more important than the latter. - Sağlık zenginliğin üstündedir, zira birincisi ikincisinden daha önemlidir.

second one

Among these views, the second one is of importance. - Bu görüşler arasında ikincisi önemlidir.

ikinci
second

Osaka is the second largest city of Japan. - Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

Mumbai is the most populous city in India and the second most populous city in the world. - Bombay, Hindistan'ın en çok nüfusa sahip şehridir ve dünyadaki ikinci en çok nüfusa sahip şehirdir.

ikinci
vice
ikinci
(Ticaret) sub
ikinci
(Askeri) metacenter
ikinci
under-
ikinci
extra
ikinci
(Bilgisayar) second place

In the first place, the women have more free time than men. In the second place, they have fewer things to worry about than men. - İlk olarak, kadınların erkeklerden daha fazla boş vakitleri var. İkinci olarak, onlar erkeklerden daha az endişelenecek şeylere sahipler.

Tom ended in second place. - Tom ikinci sırada bitirdi.

ikinci
deux
ikinci
sub-
ikinci
collateral
ikinci
to second
ikinci
(yarış) runner up
ikinci
second; secondary; second
ikinci
deutero
ikinci
secondary

There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours. - On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.

This problem is only of secondary importance. - Bu problem sadece ikincil derecede önemli.

ikinci
the second; the second person; the second one: son sınıfın ikincisi the salutatorian. İ
ikinci
vice-, sub-
ikinci
secondo
ikinci
sec

Osaka is the second largest city of Japan. - Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

ikinci
side
ikinci
2nd
ikinci
runner up
yarış ikincisi
runner up
Turkish - Turkish

Definition of ikincisi in Turkish Turkish dictionary

ikinci
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne
ikinci
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen: "Tevfik'in alçak gönüllü, hep ikinci planda kalma olgunluğundaki pişekârlığı Dümbüllü'ye sanatını en iyi değerlendirme olanağını sağlardı."- H. Taner
ikinci
Yeni, bir başka
ikinci
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne: "İhtiyarın iki çocuğundan birini öldürdüler... İkincisini de öldürmeye kalktılar."- R. N. Güntekin
ikinci
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen: "Evde pişirip yedikleri çikolatanın kalitesi ikinci idi."- S. F. Abasıyanık
ikinci
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen
ikinci
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen
ikinci
İki sayısının sıra sıfatı
ikinci
sani
ikinci
tali
İkinci
(Osmanlı Dönemi) SANİ
ikincisi
Favorites