ikinci

listen to the pronunciation of ikinci
Turkish - English
second

His second son married and settled down. - Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

vice
(Ticaret) sub
(Askeri) metacenter
under-
extra
(Bilgisayar) second place

Tom ended in second place. - Tom ikinci sırada bitirdi.

Our friend finished the race in second place. - Arkadaşımız yarışı ikinci sırada bitirdi.

deux
sub-
collateral
(yarış) runner up
second; secondary; second
deutero
secondary

This problem is only of secondary importance. - Bu problem sadece ikincil derecede önemli.

Telescopes have a primary and a secondary mirror. - Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır.

the second; the second person; the second one: son sınıfın ikincisi the salutatorian. İ
vice-, sub-
to second
secondo
sec

Doctors refused to perform a second operation. - Doktorlar ikinci operasyonu uygulamayı reddettiler.

Osaka is the second largest city of Japan. - Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir.

side
2nd
runner up
ikinci el
secondhand

We only have secondhand information of the coup. - Darbeyle ilgili sadece ikinci el bilgiye sahibiz.

I came across this book in a secondhand bookstore. - Ben bu kitaba ikinci el kitap dükkanında rastladım.

ikinci kânun obs
January
ikinci dereceli
secondary
ikinci yaşam
second life
ikinci (yarışta)
runner up
ikinci ad
(Bilgisayar) middle name
ikinci adı
(Bilgisayar) middle
ikinci adım
second step
ikinci başkan
(Ticaret) vice president
ikinci bir
another
ikinci büyük
the second biggest
ikinci büyük
the second largest
ikinci darbe
(Askeri) second strike
ikinci derece
quadratic

Some quartic equations can be easily decomposed into quadratics. - Bazı dördüncü dereceden denklemler kolayca ikinci dereceden denklemlere ayrıştırılabilir.

ikinci derece
(Ticaret) lower
ikinci derecede
subsidiary
ikinci derecede
(Ticaret) petty
ikinci derecede
(Teknik,Ticaret) secondary

There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours. - On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır.

ikinci derecede
(Kanun) accessory
ikinci derecede
second-degree
ikinci derecede
lower
ikinci derecede
secondarily
ikinci derecede
non-essential
ikinci derecede
(Kanun) consequent
ikinci derecede
subordinate
ikinci derecede
one-horse
ikinci derecede olan
incidental
ikinci derecede olan
second-rate
ikinci derecede olan
side
ikinci derecede olan
inferior
ikinci devre
(Spor) second half
ikinci dönem
second period
ikinci dönem
(Eğitim) second semester
ikinci dönem
(Ticaret) second term
ikinci dünya
(Ticaret) second world
ikinci el
(deyim) hand-me-down
ikinci elden
(Ticaret) second hand
ikinci form
second form
ikinci gelen
runner up
ikinci görüş
(Pisikoloji, Ruhbilim) second opinion
ikinci imza
(Ticaret) counter signature
ikinci kalite
second-rate
ikinci kopya
duplicate
ikinci kuşak
second generation
ikinci mevki
back seat
ikinci müdür
(Ticaret) submanager
ikinci mühendis
(Askeri) second engineer
ikinci negatif
dupe
ikinci nüsha
duplicate
ikinci olarak
in the second place

In the first place, it's too expensive, and in the second place, I don't like it. - İlk olarak çok pahalı, ikinci olaraksa onu beğenmiyorum.

In the first place, the women have more free time than men. In the second place, they have fewer things to worry about than men. - İlk olarak, kadınların erkeklerden daha fazla boş vakitleri var. İkinci olarak, onlar erkeklerden daha az endişelenecek şeylere sahipler.

ikinci olarak
secondarily
ikinci pilot
(Askeri) second pilot
ikinci plan
second plan
ikinci planda
in the background
ikinci pres
additional press
ikinci sahne
(Bilgisayar) act two
ikinci soru
second question
ikinci sürüm
(Bilgisayar) second edition
ikinci süvari
(Askeri) mate
ikinci süvari
(Askeri) first mate
ikinci süvari
(Askeri) first officer
ikinci sınıf
cabin class
ikinci ulak
(Tıp) second messenger
ikinci y
(Bilgisayar) second y
ikinci yol
bypass
ikinci yol
relief road
ikinci çarkçı
(Askeri) assistant engineer
ikinci örnek
second example
ikinci şans
second chance
ikinci dünya savaşı
Second world war, world war the second, WW II
ikinci el araba
secondhand car
ikinci el piyasası
(Ekonomi) Secondary market
ikinci ferik
second ferric
ikinci takım
second team
ikinci zar
second membrane
ikinci çağ
The second era
ikinci öğrenim
(In Turkey) Evening education
ikinci Dünya Savaşı
the Second World War, World War II
ikinci adres
stamping ground
ikinci adres
hangout
ikinci adres
resort
ikinci altı
(Spor) second six
ikinci an
second moment
ikinci ana
4th hand
ikinci anneden olan çocuk
child of a second venter
ikinci aralık
(Bilgisayar) second range
ikinci ağızdan
(deyim) at second hand
ikinci bahsedilen şey
latter
ikinci başlık
subtitle
ikinci bodrum
(İnşaat) subbasement
ikinci branş olarak almak
minor in
ikinci bölge
(Politika, Siyaset) second region
ikinci defa çıkan ot
rowen
ikinci denetleme
revisal
ikinci derece denklemi
quadratic equation
ikinci derece statüsü olan
associate
ikinci derecede
by
ikinci derecede ana madde
(Askeri) major secondary item
ikinci derecede ana malzeme
(Askeri) major secondary item
ikinci derecede borç
(Ticaret) subordinated debt
ikinci derecede borç
(Ticaret) secondary obligation
ikinci derecede borç
(Ticaret) accessory obligation
ikinci derecede boykot
(Ticaret) secondary boycott
ikinci derecede delil
(Kanun) indirect evidence
ikinci derecede delil
(Kanun) circumstantial evidence
ikinci derecede hazır ihtiyat
(Askeri) standby reserve
ikinci derecede ipotek
(Kanun,Ticaret) second mortgage
ikinci derecede ipotek
(Ticaret) junior mortgage
ikinci derecede ipotek
(Ticaret) secondary mortgage
ikinci derecede kalan olaylar dizisi
underplot
ikinci derecede kanıt
circumstantial evidence
ikinci derecede kanıt
(Konuşma Dili,Kanun) indirect evidence
ikinci derecede madde
(Askeri) secondary item
ikinci derecede mevzuat
(Kanun) statutory instrument
ikinci derecede mevzuat
(Kanun) subsidiary legislation
ikinci derecede olan
backburner
ikinci derecede olma durumu
lowliness
ikinci derecede olmak
(deyim) play second fiddle
ikinci derecede rol oynamak
play second fiddle
ikinci derecede rol oynayan
second fiddle
ikinci derecede teminat
(Ticaret) junior security
ikinci derecede yanıklar
second degree burns
ikinci derecede yenilik
(Ticaret) minor innovation
ikinci derecede önemli konu
(Kanun) collateral issue
ikinci derecede önemli olarak
circumstantially
ikinci derecede önemli olma
subordination
ikinci dereceden
quadratic

Some quartic equations can be easily decomposed into quadratics. - Bazı dördüncü dereceden denklemler kolayca ikinci dereceden denklemlere ayrıştırılabilir.

ikinci dereceden cinayet
second degree murder
ikinci dereceden denklem
quadratic
ikinci dereceden denklem
quadratic equation
ikinci dereceden denklem
equation of the second degree, quadratic equation
ikinci dereceden şey
adjunct
ikinci dereceli
second
ikinci dereceli şey
secondary
ikinci dize
second line
ikinci dize
(Bilgisayar) second string
ikinci durum
(Pisikoloji, Ruhbilim) second state
ikinci düzeltme
(dizgi) revisal
ikinci el
hand me down
ikinci el kiracı
sublessee
ikinci elden
secondhand
ikinci elden
second-hand
ikinci elek
(Gıda) black wire
ikinci en iyi
second-best
ikinci evlenmeye ait
digamous
ikinci evler
second homes
ikinci evlilik
deuterogamy
ikinci evlilik
second marriage
ikinci evlilik
remarriage
ikinci gelmek
come second
ikinci gelmek
come in second
ikinci gelmek/olmak
to come in second (in a race)
ikinci görüntünün yayılması; standart alet kalkışı
(Askeri) secondary imagery dissemination; standard instrument departure
ikinci görüntüyü yayma sistemi
(Askeri) secondary imagery dissemination system
ikinci güç
second power
ikinci hakim
puisne judge
ikinci hakim
puisne
ikinci hamur kâğıt
a lightly glazed paper
ikinci hata
second failure
ikinci hata
second error
ikinci hata
second mistake
ikinci imza
countersignature
ikinci imza
countersign
ikinci isim
byname
ikinci iyelik
(Dilbilim) second possessive
ikinci işte çalışan kimse
moonlighter
ikinci işte çalışma
moonlighting
ikinci işte çalışmak
double
ikinci kademe
(Çevre) secondary stage
ikinci kalite
second quality, second-rate
ikinci kalite
second-class
ikinci kalite
second-best
ikinci kalite mal
seconds
ikinci kanal
second channel
ikinci kap
(Otomotiv) secondary container
ikinci kaptan
(Askeri) second officer
ikinci kaptan
mate
ikinci kaptan
(Askeri) first male
ikinci kaptan
first mate
ikinci kaptan
first officer
ikinci kat boya
second coat of paint
ikinci kez evlenen insanlar
remarried people
ikinci kez evlenen kimse
digamist
ikinci kez evlenmiş
married for the second time
ikinci kez gebe kalan kadın
(Tıp) secundigravida
ikinci keşif
final estimate
ikinci kiracı
(Ticaret) subtenant
ikinci kişi
second person
ikinci kişi gram
the second person
ikinci kişilik
alter ego
ikinci kredi
(Ticaret) subordinated loan
ikinci kuşak bilgisayar
second generation computer
ikinci lig
minor league
ikinci lig
bush league
ikinci mahsul
rowen
ikinci mahsul
aftergrowth
ikinci mahsul
second crop
ikinci meclis
(Politika, Siyaset) second chamber
Turkish - Turkish
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen: "Tevfik'in alçak gönüllü, hep ikinci planda kalma olgunluğundaki pişekârlığı Dümbüllü'ye sanatını en iyi değerlendirme olanağını sağlardı."- H. Taner
Yeni, bir başka
Birinciden sonra gelen kimse veya nesne: "İhtiyarın iki çocuğundan birini öldürdüler... İkincisini de öldürmeye kalktılar."- R. N. Güntekin
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen: "Evde pişirip yedikleri çikolatanın kalitesi ikinci idi."- S. F. Abasıyanık
Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen
Değer ve kalitece birinciden sonra gelen
İki sayısının sıra sıfatı
sani
tali
ikinci meşrutiyet
(Tarih) İkinci Meşrutiyet Devri: Osmanlı Anayasasının, 29 yıl askıda kaldıktan sonra, 24 Temmuz 1908'de yeniden ilan edilmesiyle başlayan ve 5 Kasım 1922'de Osmanlı Devleti'nin tasfiyesiyle sona eren dönem. Birinci Meşrutiyet resmen hiç sona ermemiş ve anayasa değişmemiş olduğu için, bazı tarihçiler tarafından, bir tek Meşrutiyet döneminin ikinci faslı olarak da değerlendirilir
ikinci el
Kullanılmış, elden düşme
ikinci ferik
Tümgeneral
ikinci teşrin
Kasım ayı
ikinci yarı
Futbol oyununda iki devreden sonuncusu
ikinci zaman
İlk zaman olan paleozoyik ile üçüncü zaman arasındaki jeoloji ile zaman birimi, mezozoyik
ikinci zar
Bitkilerde tohumu örten zarların dıştan ikincisi
İkinci Çağ
Yeryüzünün yaklaşık yüz elli milyon yıllık çağı, mezozoik
ikinci olarak
(Osmanlı Dönemi) sâniyen
İkinci
(Osmanlı Dönemi) SANİ
İkinci olarak
(Hukuk) SANİYEN