Is this Tom's residence?
- Burası Tom'un ikametgahı mı?
The prime minister already voted in his city of residence.
- Başbakan zaten ikamet ettiği kentte oy kullandı.
The prime minister already voted in his city of residence.
- Başbakan zaten ikamet ettiği kentte oy kullandı.
Sami left his residence to go to work.
- Sami işe gitmek için ikametinden ayrıldı.
A powerful spirit resides in the forest.
- Güçlü bir ruh ormanda ikamet eder.
His sister resides in Scotland.
- Onun kızkardeşi İskoçya'da ikamet ediyor.
John went back to work after a two-week hospital stay.
- John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.