Tom made one serious omission.
- Tom ciddi bir ihmalde bulundu.
I cannot, however, neglect his warning.
- Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
He is neglecting his research these days.
- O, bu günlerde yaptığı araştırmayı ihmal ediyor.
The opposition accused the prime minister of negligence.
- Muhalefet başbakanı ihmalkarlıkla suçladı.
Liisa accused me of negligence.
- Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
He criticized me for neglecting my duty.
- Görevimi ihmal ettiğim için beni eleştirdi.
He is neglecting his research these days.
- O, bu günlerde yaptığı araştırmayı ihmal ediyor.
How careless you are to forget such an important thing!
- Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
It was careless of you to forget your homework.
- Ödevini unutman ihmalkarlıktı.