ifade et

listen to the pronunciation of ifade et
Turkish - English
{f} expressing

I'm not good at expressing my feelings. - Duygularımı ifade etmede iyi değilim.

Words fail me in expressing my emotion. - Duygularımı ifade etmeye kelimeler aciz kalır.

{f} couch
{f} expressed

Her smile expressed her thanks. - Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.

I must have expressed myself badly. - Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

given voice to
{f} voice
give voice to
{f} phrasing
{f} express

I'd like to express my gratitude. - Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

I can't think of the right words with which to express my thanks. - Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.

{f} voiced
gave voice to
(Biyoloji) articulate
connote
purport
ifade et
Favorites