He sometimes has trouble expressing his opinions.
- Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.
She is backward in expressing her opinion.
- O, fikrini ifade etmede geri kalmış.
Her smile expressed her thanks.
- Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.
He expressed himself very well in English.
- O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.
I can't think of the right words with which to express my thanks.
- Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.
She expressed her sentiments on the war.
- Savaşla ilgili duygularını ifade etti.