if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you

listen to the pronunciation of if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you
English - Turkish

Definition of if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you in English Turkish dictionary

bring
{f} getirmek

Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım? - Do I have to bring my son to your office?

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

bring
{f} (brought) getirmek
bring
{f} razı etmek
bring
kendine getirmek
bring
beraberinde getirmek
bring
ayıltmak
bring
{f} vermek (ceza)
bring
{f} kazandırmak
bring
icbar etmek
bring
getir

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir. - In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha? - Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh?

bring
{f} ikna etmek
bring
bring round kandırmak
bring
sevketmek
bring
doğurmak
bring
kandırmak
bring
neden olmak
English - English
bring
if you bring someone or something sonewhere, you take them there with you

    Hyphenation

    if you bring some·one or some·thing sonewhere, you take them there with you

    Pronunciation

Favorites