John laid claim to the painting.
- John tablo üzerinde hak iddia etti.
Goethe claimed, one who cannot speak foreign languages does not know one's own language either.
- Goethe iddia etti, yabancı dilleri konuşamayan birisi kendi dilini de bilmez.
They asserted that it was true.
- Onlar onun doğru olduğunu iddia ettiler.
She asserted that she was right.
- O, haklı olduğunu iddia etti.