Buzlu çay gömleğime döküldü.
- Iced tea had got on my shirt.
Yanağına bir buz torbası koy.
- Put an icepack on your cheek.
Triton'un, taş ve buz karışımı olduğu düşünülür. Yüzeyinin sıcaklığı -245 Celsius derecedir ve azot ve metandan oluşan ince bir atmosferi vardır.
- Triton is thought to be a combination of rock and ice. Its surface temperature is -245 degrees Celsius, and it has a thin atmosphere of nitrogen and methane.
Bir buzkıran, buzda on beş metre genişliğinde bir kanal açabilir.
- An icebreaker can carve a channel in the ice fifteen meters wide.
Ben çikolatalı dondurmayı severim!
- I like chocolate ice cream!
Ben çikolatalı dondurmayı severim!
- I like chocolate ice cream.
Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu.
- The area around the melting ice cream was crawling with ants.
Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi!
- Damn, this ice cream is really good!
Dünyanın tatlı suyunun %68'inden fazlası buzda ya da buzullarda kilitlidir; ve diğer %30'u yeraltı suyudur.
- Over 68 percent of Earth's freshwater is locked up in ice and glaciers; and another 30 percent is in groundwater.
Buzullar, kara buzları ve buzul dağları tatlı sudan yapılmıştır.
- Glaciers, land ice and icebergs are made of fresh water.
Aman Tanrım, bu dondurma gerçekten çok iyi!
- Damn, this ice cream is really good!
İki vanilyalı dondurma lütfen.
- Two vanilla ice creams please.
Bu meyve suyu, iki buz parçasıyla ile çok daha iyi olurdu.
- This juice would be even better with two ice cubes.
Kahveme bir küp buz koymak istiyorum, çünkü o genellikle çok sıcak.
- I like to put an ice cube into my coffee, because it's usually too hot.
Buz küpü tepsilerini doldurur musun ve derin dondurucuya koyar mısın?
- Could you fill up the ice cube trays and put them in the freezer?
Onun gömleğinden içeri bir buz küpü kaçırdım.
- I slipped an ice cube down her shirt.
Lütfen bir buz torbası getirin.
- Please bring an ice bag.
Bir buz torbası alabilir miyim?
- May I have an ice bag?
Sami, kar fırtınasından kaçmak için bir buz mağarası inşa etti.
- Sami built an ice cave to escape the blizzard.
Buz hokeyi heyecanlandırıcı bir spordur.
- Ice hockey is an exciting sport.
Bir buz hokeyi diski top şeklinde değildir.
- An ice hockey puck isn't ball-shaped.
Şişmeyi engellemek için ayak bileğine bir buz torbası koymalısın.
- You should put an ice pack on your ankle to keep the swelling down.
Git buz torbasını doldur.
- Go fill the ice pack.
Tom bir barmen olduğu için, o her gün çalışırken bir buz kıracağı kullanır.
- Since Tom is a bartender, he uses an ice pick every day at work.
Birisi Tom'u bir buz kıracağı ile zımbaladı, fakat o şimdi iyi.
- Someone stabbed Tom with an ice pick, but he's OK now.
Eve döndüğümde, buz gibi soğuk bir duş aldım.
- When I got home, I had a nice, ice-cold shower.
Leyla buz gibi geceyi atlattı.
- Layla survived the ice-cold night.
Bu buz küpleri kısa sürede eriyecek.
- These ice cubes will melt soon.
Maden suyunu buz küpleriyle içer misin?
- Do you drink mineral water with ice cubes?
Tom yeni bir çift buz pateni satın aldı.
- Tom bought a new pair of ice skates.
Tom bir çift buz pateni kiraladı.
- Tom rented a pair of ice skates.
Tom buz patenlerini giydi.
- Tom put on his ice skates.
Tom bir çift buz pateni kiraladı.
- Tom rented a pair of ice skates.
It did ice up here!.
Tom vanilya kremalı iki çikolatalı kap kek aldı ve onlardan birini Mary'ye verdi.
- Tom bought two chocolate cupcakes with vanilla icing and gave one of them to Mary.
Buzlu çay gömleğime döküldü.
- Iced tea had got on my shirt.
Çayı, sıcak mı yoksa buzlu mu istiyorsun?
- Do you want the tea hot or iced?
Yol buz pateni pisti gibiydi.
- The road is more like an ice rink.
Pastadan sadece pasta kaplama şekeri eksik.
- Only the icing is missing from the cake.
It seems that in this lake (Kupalnoze) there is such a diffusion of salt toward the lower stratum of water, even before the freezing begins, otherwise it would be difficult to explain how colder water might remain on the surface, were it not for the greater amount of salt in the lower strata. It has always been difficult to explain how ice is formed on the surface of oceans while the temperature of maximum density is lower than that of cogelation, and the observations on this lake were instituted in the hope that they might throw light upon the subject. The lake, however, contains too much salt to afford a sure standard of comparison with oceanic water.
The neighbouring countries have enjoyed many great battles on the ice. They last met for gold at the 1998 world championship, won by Sweden. Three years earlier, Finland bested Sweden for the only world title in its history.
If the Bruins ice the puck, the faceoff will be in their own zone.
Milton Keynes have yet to ice a team this season.
Can I have some money for an ice cream, Mum?.
Strawberries are particularly delicious with ice cream.
The new freezer in our kitchen makes round ice cubes!.
I prefer lime ice lollies to lemon ones.
The way she stared him down and walked away...everyone in the room could tell she was ice-cold.
Paint your own flavors to make an ice-creamy collage that never melts!.
with ice-floe frigidity.
The support pylon for the ski gondola collapsed because of ice-jacking.
She had ice-skated the entire lake.
an iced drink.
... and tipping the world even more towards an ice age. ...
... And when the ice melted, we were stranded on different continents. ...