Bir gün Amerika'ya gitmek istiyorum.
- I want to go to America someday.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Seni ondan daha çok seviyorum.
- I love you more than her.
Ben seni onun sevdiğinden daha çok seviyorum.
- I love you better than he.
Keşke söylediğimi geri alabilsem.
- I wish I could take back what I said.
Keşke daha zeki olsaydım.
- I wish I were clever.
Acaba Oka Bey İngilizce öğretecek mi?
- I wonder if Mr. Oka will teach English.
Zengin olmak acaba nasıl bir şey?
- I wonder what it feels like to be rich.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Bence yarın yağmur yağmayacak.
- I think it won't rain tomorrow.
Bence Mary makyaj yapmak için çok genç.
- I think Mary is too young to wear makeup.
Haftanın sonundan önce Tom'u göreceğimize bahse girerim.
- I bet we'll see Tom before the end of the week.
Onun çıldıracağına bahse girerim.
- I bet he will get mad.
Eminim her şey yoluna girecek.
- I bet all will turn out well.
Eminim bunu bilmiyordun.
- I bet you didn't know that.
Anladım, bu yüzden saçmalık yok, değil mi?
- I got it, so no bullshit, okay?
Sanırım onu doğru anladım.
- I think I got it right.
Umuyorum ki,Japonya anayasaya göre hareket edecek.
- I hope that Japan will abide by its Constitution.
Umarım kaza geçirmemiştir.
- I hope he hasn't had an accident.
Umarım otobüs çok geçmeden gelir.
- I hope the bus will come before long.
Umarım biri bunu kaydediyor.
- I hope someone is recording this.
Umarım biri bizi kurtarmak için gelir.
- I hope someone comes to rescue us.
Ağlama. Seni seviyorum.
- Don't cry. I love you.
Seni seviyorum ve seninle evlenmek istiyorum.
- I love you and I want to marry you.
Niçin oraya gitmek istemediğini anlıyorum.
- I see why you don't want to go there.
Bunu daha önce yaptığını anlıyorum.
- I see you've done this before.
Kanımca Tom'un çok iyi bir işi yok.
- I think Tom doesn't have a very good job.
Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
- I think you will have done all the work soon.
Sanırım sen haklısın.
- I think you're right.
Galiba denememek daha iyi.
- I think it's better not to try it.
Galiba bu kırmızı kazağı giyeceğim.
- I think I will wear this red sweater.
Sanırım bir şey yanlış.
- I think something's wrong.
Sanırım Tom'a çok kötü bir şey oldu.
- I think something terrible has happened to Tom.
Başka birini istemiyorum. Seni istiyorum.
- I don't want someone else. I want you.
Başka kız arkadaş istemiyorum. Seni istiyorum.
- I don't want another girlfriend. I want you.
Bu süt hâlâ iyi mi acaba.
- I wonder if this milk is still good.
Acaba Oka Bey İngilizce öğretecek mi?
- I wonder if Mr. Oka will teach English.
Tom, şu anda sana ihtiyacım var.
- Tom, I need you right now.
Garajda sana ihtiyacım var.
- I need you in the garage.
Ben emin değilim ama sanırım öyle.
- I'm not certain, but I think so.
Mm- hm. Ben de öyle düşünüyorum.
- Mm-hm. I think so too.
Ah ..... evet, ben öyle düşünüyorum.
- Uh.....yes, I think so.
Plan için birkaç değişiklik yapmaya itirazım yok.
- I don't mind making a few changes to the plan.
Onu senin için yapmaya itirazım yok.
- I don't mind doing that for you.
Onun arabası eyaletler arası yolda bozuldu.
- Her car broke down on the interstate.
Ben eyaletler arasındayım.
- I'm on the interstate.
It ill beseemes a knight of gentle sort, / Such as ye haue him boasted, to beguile / A simple mayd, and worke so haynous tort, / In shame of knighthood, as I largely can report.