i̇tham

listen to the pronunciation of i̇tham
Turkish - English

Definition of i̇tham in Turkish English dictionary

itham
accusing

I'm not accusing anyone. - Ben kimseyi itham etmiyorum.

Are you accusing her? - Onu itham ediyor musun?

itham
accusation
itham
inculpation
itham
accusation, imputation, charge, indictment
itham
impeachment
itham
imputation
itham
indictment
itham
delation
itham
charging
itham etmek
accuse
itham
accuse

Tom was unjustly accused of the crime. - Tom haksız yere suçla itham edildi.

Sami never accused Layla of a crime. - Sami, Leyla'yı asla bir suçla itham etmedi.

itham
impeach
itham
charge

Although they were not guilty, they were charged. - Suçlu olmamalarına rağmen, itham edildiler.

itham
allegation
itham
the accuse
itham etmek
impute
itham edici
imputative
itham edilen suç
(Kanun) alleged offence
itham etmek
charge
itham etmek
to accuse, to charge, to indict
itham etmek
impeach
itham etmek
to accuse
itham etmek
delate
itham etmek
criminate
karşı itham
countercharge
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Kabahatli görmek. Suç isnad etmek. Töhmetlendirmek. Kabahatli görünmek. Töhmetli olmak
itham
(Osmanlı Dönemi) suçlama
itham
Suçlama, suçlu görme
itham
Suçlama, suçlu görme: "Bu nutku, bu ithamları duyunca nokta memuru isyan eder."- M. Ş. Esendal
i̇tham
Favorites