Their culture values obedience to those in positions of authority.
- Onların kültür değerleri, otorite konumundaki kişilere itaat etmektir.
The duty of a daughter is in obedience.
- Bir kızın görevi itaattir.
I will not tolerate such subordination.
- Ben böyle itaate katlanmayacağım.
We have the alternative of death and submission.
- Ölüm ve itaat alternatifimiz var.
Tom is quite observant, isn't he?
- Tom oldukça itaatli, değil mi?
Tom is observant, isn't he?
- Tom itaatli, değil mi?