We don't want to cancel.
- İptal etmek istemeyiz.
I'd like to cancel tomorrow's meeting.
- Yarınki toplantıyı iptal etmek istiyorum.
I had to call off the party.
- Partiyi iptal etmek zorunda kaldım.
We have to call off the meeting.
- Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.
Tom needs to cancel his flight.
- Tom'un uçuşunu iptal etmesi gerekiyor.
Why did Tom cancel his trip?
- Tom gezisini niçin iptal etti.
Please confirm the cancellation by e-mail.
- Lütfen iptali e-posta ile onaylayın.
Cancellation fees are rising fast.
- İptal ücretleri hızla artıyor.
We have to call off the meeting.
- Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.
To our regret, we were obliged to call off the game, which we had been looking forward to.
- Ne yazık ki, oyunu iptal etmek zorunda bırakıldık, ki bunu dört gözle bekliyorduk.
tatilimiz iptal oldu.
There was a problem with the architecture of that company's new computer. They're going through a recall frenzy right now.
- O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.
I'm canceling class next week.
- Gelecek hafta sınıfı iptal ediyorum.
The meeting has been canceled.
- Toplantı iptal edildi.
The meeting was canceled because of the rain.
- Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
I don't want to abort the mission now.
- Şimdi görevi iptal etmek istemiyorum.