i̇natçı

listen to the pronunciation of i̇natçı
Turkish - English
pig-headed
disapproval If you describe someone as pig-headed, you are critical of them because they refuse to change their mind about things, and you think they are unreasonable. She, in her pig-headed way, insists that she is right and that everyone else is wrong. = stubborn, obstinate + pig-headedness pig-headedness I am not sure whether this was courage or pig-headedness
inatçı
stubborn

I have never come across such a stubborn person. - Daha önce böyle inatçı bir kişiyle karşılaşmadım.

If it becomes stubborn indeed it stands alone. - Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.

inatçı
obstinate

He became more obstinate as he grew older. - Büyüdükçe daha inatçı oldu.

He was too obstinate, but on the other hand he was reliable. - İnatçıydı ama diğer yandan güvenilirdi.

inatçı
refractory
inatçı
persistent

Tom wasn't very persistent. - Tom çok inatçı değildi.

You're very persistent, aren't you? - Sen çok inatçısın, değil mi?

inatçı
heady
inatçı
fractious
inatçı
difficult
inatçı
obstinate, stubborn, pigheaded, bullheaded; dogged, tenacious, persistant
inatçı
obstinate person
inatçı
contrary
inatçı
contumacious
inatçı
insistent
inatçı
dour
inatçı
mule

Tom is as stubborn as a mule. - Tom bir katır kadar inatçı.

He is stubborn as a mule. - O bir katır kadar inatçıdır.

inatçı
headstrong
inatçı
sticker
inatçı
set
inatçı
inflexible
inatçı
hard mouthed
inatçı
hard headed
inatçı
stiff necked
inatçı
obstinate, stubborn; dogged; pertinacious; mulish; pigheaded
inatçı
hard-bitten
inatçı
bullet head
inatçı
dogged
inatçı
stickler

He was a real stickler for his principles. - O, ilkeleri için gerçek bir inatçıydı.

inatçı
cussed
inatçı
indocile
inatçı
cantankerous
inatçı
balky
inatçı
Die Hard
inatçı
froward
inatçı
{s} tenacious

Sami was a tenacious person. - Sami inatçı bir insandı.

Tom is tenacious, isn't he? - Tom inatçı, değil mi?

inatçı
{s} intractable
inatçı
asinine
inatçı
{s} unbending
inatçı
{s} rebellious
inatçı
strong willed
inatçı
exponential
inatçı
grum
inatçı
{s} willful
inatçı
difficile
inatçı
pertinacious
inatçı
obdurate
inatçı
wilful
inatçı
stick-to-itive
inatçı
indomitable
inatçı
stiff-necked
inatçı
tough minded
inatçı
adamant
inatçı
restive
inatçı
hard bitted
inatçı
self willed
inatçı
hard-core
hakkı kabul etmeyen, inatçı adam
The right not to accept, stubborn guy
inatçı
unwilling
inatçı
{s} spiky
inatçı
renitent
inatçı
strongheaded
inatçı
hardheaded
inatçı
inductile
inatçı
{s} pigheaded
inatçı
{s} mulish
inatçı
{s} uncompromising
inatçı
{s} bullheaded
inatçı
hardnosed
inatçı
hard nosed
inatçı
stiffbacked
inatçı
{s} sticky
inatçı
{s} perverse
inatçı
{s} recalcitrant
inatçı
sot
inatçı
{s} unyielding
inatçı
stiffnecked
inatçı
{s} positive
inatçı
{s} ornery
inatçı
{s} stern
inatçı
hardbitten
inatçı
persist

Tom wasn't very persistent. - Tom çok inatçı değildi.

You're very persistent, aren't you? - Sen çok inatçısın, değil mi?

inatçı
peremptory
inatçı
hard bitten
inatçı
{s} wrongheaded
inatçı
{s} opinionated
inatçı
obstjnate
inatçı
{s} randy
inatçı bir şekilde
contumaciously
inatçı lekeler
tenacious stains
Turkish - Turkish
keçi
pek başlı
inat
inatçı
Direngen, ayak direyici
inatçı
Direngen, ayak direyici: "Her zamanki inatçı ve kinci küçük yüz bu akşam yorgun ve kesikti."- H. E. Adıvar
inatçı
zangar
i̇natçı
Favorites