i̇nşa

listen to the pronunciation of i̇nşa
Turkish - English

Definition of i̇nşa in Turkish English dictionary

inşa etmek
construct
yeniden inşa etmek
rebuild

Layla wanted to rebuild her marriage. - Leyla evliliğini yeniden inşa etmek istedi.

Our task is to rebuild the wall. - Bizim görevimiz duvarı yeniden inşa etmektir.

inşa etmek
build

He bought the land for the purpose of building his house on it. - O, üzerine ev inşa etmek amacıyla arsayı aldı.

We came here to build a new town. - Yeni bir kasaba inşa etmek için buraya geldik.

inşa
{i} construction

The construction of the hospital is about to end. - Hastane inşaatı bitmek üzere.

Tom has a son who is a construction worker. - Tom'un inşaat işçisi olan bir oğlu var.

inşa
fabric
inşa
1.construction
inşa
literary composition, writing
inşa
building

The children are building sand castles on the beach. - Çocuklar sahilde kumdan kaleler inşa ediyorlar.

So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning. - Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.

inşa
construction, building, erection
inşa
{i} build

They built a safe building for earthquakes. - Onlar deprem için güvenli bir bina inşa etti.

They formed a project to build a new school building. - Onlar yeni bir okul binası inşa etmek için bir proje oluşturdu.

inşa etmek
erect

Sandbags can be used to erect a temporary wall to protect against floods. - Kum torbaları sele karşı korumak için geçici bir duvar inşa etmek için kullanılabilir.

inşa etmek
to build, to construct, to erect, to raise
yeniden inşa etmek
reconstruct

Japan has to reconstruct its economy. - Japonya, ekonomisini yeniden inşa etmek zorunda.

inşa
erection
inşa
constructed of
inşa edilme
be built
inşa edilmek
be built
Türk gemi inşa sanayi
(Hukuk) Turkish shipbuilding industry
doğuya doğru inşa etme
orientation
gemi inşa mühendisi
shipbuilder
geride inşa etme
setback
harekat alanı harp zamanı inşa amiri
(Askeri) theater wartime construction manager
inşa edilmemiş
unbuilt
inşa edivermek
knock together
inşa etme
construction
inşa etmek
to build, construct
inşa etmek
rear
inşa etmiş tarihi
built
inşa halinde
under construction
inşa halinde
in process of construction
içeri hizada inşa etme
setback
petek inşa etmek
(Arılık) building comb
sualtı inşa timi
(Askeri) underwater construction team
tekrar inşa
reconstruction
zihinsel inşa
(Hukuk) construction
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Güzel nesir halinde yazı yazmak veya güzel yazılmış nesir halindeki yazı.Çeşitli mektuplaşma ve güzel yazma için mektup, tezkere, istida (dilekçe), tebrik, tâziyenâme, sened v.s. örneklerini içinde toplayan kitaba da inşâ veya inşâ rehberi denir.("İnşâ ve terkib" tabir edilen mevcud olan anasır ve eşyadan toplamak suretiyle ona vücud vermektir. Eğer cilve-i ferdiyete ve Sırr-ı ehadiyete göre olsa, hadsiz
(Osmanlı Dönemi) Yapma. Vücuda getirme. Terkib etme. Bir şey peyda etmek
(Osmanlı Dönemi) Edb: Yazı dersi. Nesir yazmak
(Osmanlı Dönemi) Yaratma
inşa
Düz yazı, nesir
inşa
Düz yazı
inşa
Divan edebiyatında edebi sanatlarla yüklü, süslü düzyazılara verilen isim
inşa
Kaleme alma, yazıya dökme
inşa
Yapı kurma, yapı yapma, kurma
inşa
Yazıya dökme, kaleme alma
inşâ
(Osmanlı Dönemi) yapma, vücuda getirme; yaratma
inşa etmek
Kurmak, yapmak