Faith, trust, belief, acceptance From amana, to believe; and amina, to be tranquil in heart and mind, to become safe or secure, to trust; amana to render secure, grant safety Iman is being true to the trust with respect to which Allah has confided in one by a firm believing of the heart, not by professing it on the tongue only Derivatives: amn, peace, security, protection (the opposite of khawf); amin, trustworthy, faithful, honest (designation of the Prophet); mu'min, a believer, he who is given certainty and trust; Divine Name: al-Amin, He Who is secure from any causality
Arabic for "faith"; the doctrinal aspect of the Moslem faith, distinguished from ritual practices (Islam)
Turkish - Turkish
Definition of i̇man in Turkish Turkish dictionary
(Osmanlı Dönemi) İnanmak. İtikad. Hakkı kabul, tasdik ve iz'ân etmek. İslâmiyeti kabul edip amel etmek. Dini bütün hakikatleri kabul edip gereğini yerine getirmek. "Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) tebliğ ettiği zaruriyat-ı diniyeyi tafsilen ve zaruriyatın gayrısını icmâlen tasdik etmekten hasıl olan bir nurdur."(Öyle ise iman, Şems-i Ezelîden vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve bir şuadır ki; vicdanın iç yüzünü tamamiyle ışıklandırır ve bu sâyede, bütün kâinat ile bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur. Ve her şeyle kesb-i muar