i̇kti̇sadî

Turkish - English

Definition of i̇kti̇sadî in Turkish English dictionary
iktisadi: economic
iktisadi: economic; economical; financial
iktisadi: economic, pertaining to economics
iktisadi: financial
beşeri iktisadi coğrafya: human and economic geography
kamu iktisadi teşebbüsleri: State Economic Enterprises
kamu iktisadi teşekkülü: Public economic enterprise
Avrupa Kamu İktisadi Teşebbüsleri Merkezi: (Hukuk) European Centre of Public Enterprises
Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilatı: Organization for European Economic Cooperation
Ekonomik / iktisadi: (Hukuk) economic
iktisadi buhran: (Hukuk) economic crisis
iktisadi devlet kuruluşu/teşekkülü corporation: in which the government is the majority stockholder
iktisadi doktrin: economic doctrine . İ
iktisadi gösterge: (Ticaret) economic indicator
iktisadi politika: political economy
iktisadi sektör: (Ticaret) economic sector
iktisadi süreç: (Ticaret) economic process
iktisadi ve Ticari İlimler: Akademisi Academy of Economic and Commercial Sciences
iktisadi yeterlik: autarky
iktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı Organization: for Economic Cooperation and Development . İ
kamu iktisadi teşekkülleri: (Hukuk) state economic enterprises

English - English

Turkish - Turkish

Definition of i̇kti̇sadî in Turkish Turkish dictionary: (Osmanlı Dönemi) İktisada ait, tutumla alâkalı. Ekonomik
iktisadi: Ekonomik: "İktisadi düşünceler hâlâ devlet adamlarımızın resmî beyanlarında yer bulmaktadır."- Y. K. Karaosmanoğlu
iktisadi: Ekonomik
Kamu İktisadî Teşebbüsü: Kamu İktisadî Teşebbüsü (KİT) kavramı devletten devlete değişmekle birlikte, genel olarak kamusal kaynakları kullanmak yoluyla ekonomik alanda faaliyet gösteren Devlet Kuruluşlarnı ifade eder
İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı: Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü bazen de İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (İngilizce: Organisation for Economic Co-operation and Development -OECD), uluslararası bir ekonomi örgütüdür

English - Turkish

i̇kti̇sadî

Hyphenation

i̇k·ti̇·sadî

History

Favorites