i̇kti̇ran

listen to the pronunciation of i̇kti̇ran
Turkish - Turkish
(Hukuk) Elde etme, yakın vurma, yakınlaşma, ulaşma, eri
(Osmanlı Dönemi) İki şeyin bir arada gelmesi. İki nimetin aynı anda bulunması gibi... (İktiran tâbirinden anlaşılan: Bir şeyin zahirî sebebiyle o şeyin beraber görünmesidir. Meselâ bir bahçeye su vermek zahirî sebebi ile nebatların büyümesi; veya bir mürşidin irşadiyle hidayete ermenin bir zaman içinde beraber bulunmaları ki, hem zahirî sebeplerin, hem de neticelerin hakiki sahibi ve müessiri ancak Cenab-ı Hak'tır.)(Esbab-ı zâhiriyeyi perestiş edenleri aldatan; iki şeyin berab
(Osmanlı Dönemi) Ulaşmak. Mukarin olmak. Yaklaşmak. Yetişmek
iktiran
Ulaşma, erişme
iktiran
Yaklaşma
İktiran
erişme