i̇kti̇dar

listen to the pronunciation of i̇kti̇dar
Turkish - English

Definition of i̇kti̇dar in Turkish English dictionary

iktidar
power

Power brings corruption. - İktidar yolsuzluğa neden olur.

The party in power is corrupt, but the opposition is little better. - İktidar partisi bozulmuş fakat muhalefet biraz daha iyi.

iktidar
exercise power
iktidar
puissance
iktidar
capacity
iktidar
political power
iktidar
capability
iktidar
potency
iktidar
power, ability, capacity: Vezirin seni nefyetmeye iktidarı var. The vizier has the power to exile you. Bu iş dem'in mali iktidarı üstünde. This job is beyond dem's financial capacity
iktidar
potency, ability of a male to perform sexual intercourse
iktidar
(a) group that is in power, (a) government
iktidar
potential
iktidar
ability, capacity, power; government, power; (male) sexual potency, virility
iktidar
ability
iktidar boşlugu
(Politika, Siyaset) power vacuum
iktidar eliti
(Pisikoloji, Ruhbilim) power elite
iktidar ilişkileri
(Politika, Siyaset) power relations
iktidar mücadelesi
(Politika, Siyaset) power struggle
iktidar seçkinleri
power elites
iktidar-bilgi
power-knowledge
kurucu iktidar
(Politika, Siyaset) constituent power
siyasi iktidar
(Politika, Siyaset) political power
ademi iktidar
impotence
iktidar
lap
iktidar (cinsel)
sexual potency
iktidar alanı
power domain
iktidar el koyma
seizure of power
iktidar mevkii
(position of) being in power: Onun partisi iktidar mevkiine geldi. His party came into power
iktidar olma çabası
bid for power
iktidar olmak
(Politika, Siyaset) come to power
iktidar partisi
the government party
iktidar partisi
I.N.S
iktidar partisi
(Hukuk) ruling party, party in power
iktidar partisi
the party in power
iktidar partisi olmak
(Politika, Siyaset) be in office
iktidar partisi pol
the party in power
iktidar paylaşımı
(Politika, Siyaset) power sharing
iktidar sahibi
1. (someone) who possesses the power or capacity to do something. 2. someone who possesses the power or capacity to do something
iktidar sevdası
ambition for power
mali iktidar
(Kanun) financial capacity
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Güç, takat. Kudret. Güç yetmek. Yapabilmek
iktidar
Bir işi başarabilme yetki ve yeteneği
iktidar
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret: "Bu iş benim iktidarım haricinde, demez mi?"- S. F. Abasıyanık
iktidar
Bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
iktidar
(Osmanlı Dönemi) güç, kuvvet
iktidar
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi: "Almanya'daki öğrenciliğim Hitler'in iktidar yıllarına rastlar."- H. Taner
iktidar
Bir işi yapabilme gücü, erk, kudret
iktidar
Devlet yönetimini elinde bulundurma ve devlet gücünü kullanma yetkisi; bu yetkiyi elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar
i̇kti̇dar
Favorites