I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
I am married and have two children.
- Evliyim ve iki çocuğum var.
I'd like to book a double room.
- İki kişilik bir oda ayırtmak istiyorum.
The only room available is a double.
- Mevcut tek oda iki kişiliktir.
A book worth reading is worth reading twice.
- Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
Tom shot Mary twice in the leg.
- Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
He married twice and had more than 20 children.
- İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
I've climbed Mt. Fuji twice.
- Ben iki kez Mt. Fuji'ye tırmandım.
The orthodontist told him he'd need braces for at least two years.
- Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.
I've climbed Mt. Fuji twice.
- İki defa Fuji Dağı'na tırmandım.
He has made the same mistake twice.
- İki defa aynı hatayı yaptı.
I was on holiday for a fortnight.
- İki haftadır tatildeydim.
We stayed in London for a fortnight.
- Londra'da iki hafta kaldık.
Both of my parents were brought up in the country.
- Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.
Both the brothers were out.
- Kardeşlerin her ikisi de dışarıdalardı.
Your words split my heart in twain.
- Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.
The number 2015 is represented as 11111011111 in binary.
- 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.
He is twice as old as I.
- Benim iki katım kadar yaşlıdır.
This tunnel is twice as long as that one.
- Bu tünel onun iki katı kadar uzundur.
My brother eats twice as much as I do.
- Erkek kardeşim benim yediğimin iki katı kadar yemek yiyor.
Your income is about twice as large as mine is.
- Gelirin, benimkinin yaklaşık iki katı kadar büyük.
The download speed is twice as fast as the upload speed on this network.
- Bu ağda indirme hızı yükleme hızının iki misli daha hızlı.
If you decided to work for us we would pay you twice as much.
- Bizim için çalışmaya karar verirsen sana iki mislini öderiz.
A space is missing before the colon.
- İki nokta üst üste'den önce boşluk eksik.
In my language, the , is called comma, the ; is called semicolon, : is called colon, ... are called ellipsis, and this sentence ends with a period.
- Benim dilimde , virgül, ; noktalı virgül, : iki nokta üstüste, ... üç nokta şeklinde adlandırılır ve bu cümle bir noktayla biter.
You two make a nice couple.
- Siz ikiniz çok güzel bir çiftsiniz.
I left him a couple messages.
- Ona iki mesaj bıraktım.
I asked Tom a couple of questions.
- Tom'a iki soru sordum.
He's only a couple of years older than me.
- O benden yalnızca iki yaş büyük.
Either of the two must go.
- İkisinden biri gitmeli.
Do you know either of the two girls?
- İki kızın her birini tanıyor musun?
The population has doubled in the last five years.
- Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
The number of employees doubled in ten years.
- Çalışan sayısı on yıl içinde iki katına çıktı.
The population has doubled in the last five years.
- Nüfus son beş yıl içinde iki katına çıkmıştır.
Losses were heavy on both sides.
- Her iki tarafta da kayıplar ağırdı.
Men, women and children on both sides were killed.
- Her iki tarafta, erkekler, kadınlar ve çocuklar öldürüldü.
Is the road wide enough for two-way traffic?
- Yol, iki yönlü trafik için yeterince geniş mi?
You are double-faced and this is the problem.
- Sen iki yüzlüsün ve bu problem.
I know I'm a hypocrite.
- Bir iki yüzlü olduğumu biliyorum.
I feel like a hypocrite.
- Bir iki yüzlü gibi hissediyorum.
Only in love are unity and duality not in conflict.
- Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.
I'm pretty sure Tom's bilingual.
- Tom'un iki dilli olduğundan oldukça eminim.
I think Tom is bilingual.
- Tom'un iki dilli olduğunu düşünüyorum.
Thirty-two Madagascan scholars are flying to China.
- Otuz iki Madagascan alimi Çin'e uçuyor.
George Washington was born on the twenty-second of February seventeen thirty-two.
- George Washington yirmi iki şubat bin yedi yüz otuz ikide doğdu.