i̇ki̇li̇k

listen to the pronunciation of i̇ki̇li̇k
Turkish - English

Definition of i̇ki̇li̇k in Turkish English dictionary

iki
two

I saw a movie for the first time in two years. - İki yılda ilk kez bir film izledim.

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

ikilik
dualism
ikilik
difference
ikilik
(Bilgisayar) binary

There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't. - Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

ikilik
(Muzik) a half
ikilik
(Muzik) half-note
ikilik
dichotomy
ikilik
(Bilgisayar) bin

There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't. - Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.

ikilik
disunion
ikilik
(something) which can hold two measures or things
ikilik
twofold division of opinion
ikilik
duality; discord, disunion, difference; half-note
ikilik
DUALITY

Only in love are unity and duality not in conflict. - Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.

ikilik
mus. half note
ikilik
twofold division, duality
iki
brace

The orthodontist told him he'd need braces for at least two years. - Ortodontist ona en az iki yıl süreyle pantolon askısına ihtiyacı olacağını söyledi.

iki
twain

Your words split my heart in twain. - Sözleriniz kalbimi ikiye böldü.

iki
number 2

The number 2015 is represented as 11111011111 in binary. - 2015 numarası ikili olarak 11111011111 olarak gösterilir.

iki
{i} couple

We had a couple glasses of wine. - İki bardak şarabımız vardı.

I spent a couple of months in Boston. - Boston'da iki ay geçirdim.

iki
bi
iki
{s} dual

Only in love are unity and duality not in conflict. - Birlik ve ikilik yalnızca aşkta çatışma içinde değildir.

iki
duo-
iki
a couple of

I asked Tom a couple of questions. - Tom'a iki soru sordum.

Tom sings at this bar a couple of times a week. - Tom bu barda haftada iki kez şarkı söyler.

iki
bi-
iki
(Tıp) dipole
iki
either

If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were. - İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.

Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth. - Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.

iki
deux
iki
eucre
ikilik sayı sistemi
(Askeri,Matematik) binary system
otuz ikilik
(Muzik) demisemi-quaver
otuz ikilik süre
(Muzik) a thirtysecond
iki
di-
iki
dyad
iki
both

Both of my parents were brought up in the country. - Ebeveynlerimin her ikisi de ülkede yetiştirildiler.

Both of the brothers are dead. - Kardeşlerin ikisi de öldü.

iki
the two

The two children pulled at the rope until it broke. - İki çocuk kopartıncaya kadar ipi çektiler.

Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago. - Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

İki
you two
görevsel ikilik
(Hukuk) functional duality
iki
amphi
iki
two, double
iki
duo

Tom and Mary are a musical duo. - Tom ve Mary müzikal bir ikilidir.

iki
dyad; two
iki
ambi

Half of his class can write with both hands; they're ambidextrous. - Sınıfının yarısı iki eliyle de yazabilir; onlar çok yönlüdür.

Tom and Mary are both ambitious, aren't they? - Tom ve Mary ikisi de hırslı, değil mi?

iki
twospot
iki
euchre
iki
twi
iki
double

We'll have to double our budget for next year. - Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.

They need to eat double that amount. - O miktarın iki katını yemeliler.

iki
di
ikilik nota
(Muzik) semibrevis
ikilik prensibine ait
dualistic
ikilik sus
(Muzik) minim rest
ikilik özelliği
dichotomy
otuz ikilik not
demisemiquaver
English - English

Definition of i̇ki̇li̇k in English English dictionary

iki
Breath The physical act of respiration Also will power
iki
KA იბი [igi]
iki
Russian for `Space Research Institute' of the (`Russian Academy of Sciences'' -- RAS)
iki
Breath Iki refers more to the physical act of respiration, while kokyu signifies the deeper cosmological aspects of breathing
i̇ki̇li̇k
Favorites