Turkish - English
Definition of i̇brik in Turkish English dictionary
- ibrik ağzı
- beak
- ibrik
- ewer
- ibrik
- kettle
- ibrik
- long-spouted ewer, long-spouted pitcher
- ibrik
- pitcher granit
- ibrik
- pitcher
- ibrik
- ewers
- ibrik ağzı
- nozzle
- ibrik ucu
- spout
- ibrik şeklinde yaprak
- pitcher
Related Terms
English - English
Definition of i̇brik in English English dictionary
- ibrik
- A long-spouted pitcher, typically made of brass. Occasionally confused with a Turkish coffee pot, which is properly called "jezve"
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of i̇brik in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) TAMURE
- (Osmanlı Dönemi) HANTEM
- ibrik
- (Osmanlı Dönemi) toprak, teneke, bakır vs. madenden yapılan emzikli su kabı; abdest almaya, çay pişirmeye yarayan çeşitli tıp ve büyüklükteki kaplar
- ibrik
- Kulplu ve emzikli su kabı
- ibrik
- Su koymaya yarayan kulplu ve emzikli kap
- ibrik
- Su ve sulu şeyler koymaya yarayan kulplu, emzikli kap
- İBRİK
- (Osmanlı Dönemi) (C.: Ebârik) Topraktan, tenekeden, hattâ bakırdan, gümüşten, altundan yapılan emzikli su kabı
- İBRİK
- (Osmanlı Dönemi) İyi ve parlak kılıç
- İBRİK
- (Osmanlı Dönemi) Abdest almağa, çay, kahve v.s. yapmağa yarayan ayrı ayrı ve türlü türlü kaplar
- ibrik
- ahtafa
- ibrik
- mithara
- ibrikler
- ebarik
- leğen ibrik
- El ve yüz yıkamak, abdest almak için kullanılan, leğen ve ibrikten oluşan takım