Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Turkish - English
Definition of i̇çkin in Turkish English dictionary
- içkin
- inherent, intrinsic
- içkin
- intrinsic
- içkin
- implicit
- içkin
- innate
The ancient Gnostics believed that this material world was innately malevolent.
-Antik dönem Gnostikleri maddesel dünyanın içkin olarak kötücül olduğuna inanıyorlardı.
- içkin
- inherent
- içkin
- immanent
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of i̇çkin in Turkish Turkish dictionary
- mündemiç
- içkin
- Deney içinde kalan, deneyi aşmayan (şey)
- içkin
- Felsefede varlığın içinde bulunan, varlığın yapısına karışmış olan
- içkin
- Yalnızca bilinçten olan, yalnızca bilinç içeriği olarak var olan (şey), mündemiç
- içkin
- Dünya içinde, dünyada olan (şey)
- içkin
- Varlığın içinde bulunan, varlığın yapısına karışmış olan, mündemiç
- içkin
- Deney içinde kalan, deneyi aşmayan
Related Terms
i̇çkin
Hyphenation
i̇ç·kinResimler
History
Favorites