işverenler

listen to the pronunciation of işverenler
Turkish - English
employers

Employers expect their employees to give 110 percent. - İşverenler çalışanlarının yüzde 110 vermesini bekliyor.

Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation. - İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.

One of the four products contained in P E I Job Futures This product provides a list of employers in P E I who employ or have employed someone from each of the occupations (It is not a listing of any vacancies currently available )
means individuals or organisations that employ the services of others to perform a particular role
Provide your employees with a flexible, mobile e-mail system Each employee will have their own e-mail account, accessible from anywhere on the Internet, and you don't have the headaches or expense of a private e-mail system
plural of employer
If other people work for you, then you are an employer An employer may be a company Your teacher at school normally works for the local Education Authority, so that is their employer
Provide your employees with a flexible, mobile e-mail system Each employee will have their own e-mail account, accessible from anywhere on the Intent, and you don't have the headaches or expense of a private e-mail system
işveren
employer

The girl made off with her employer's money. - Kız işverenin parasını aşırdı.

Mary said that she would reveal all of her employer's secrets if he did not raise her wage. - Mary, onun ücretini yükseltmeseydi onun işverenin tüm sırlarını açığa vuracağını söyledi.

işveren
principal
işveren
employ

The girl made off with her employer's money. - Kız işverenin parasını aşırdı.

Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation. - İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.

işveren
(Kanun) conductor
işveren
governor
işveren
the employer
UNİCE: Avrupa Sanayi ve İşverenler Konfederasyonu Birliği
(Hukuk) UNICE
işveren
taskmaster
işveren
boss
işveren
master
Turkish - Turkish

Definition of işverenler in Turkish Turkish dictionary

işveren
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron: "Fabrikaları, atölyeleri gezin, işçilerle, işverenlerle konuşun."- S. F. Abasıyanık
işveren
İşçileri ücretle çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, çalıştıran, patron
İşveren
çalıştıran
işverenler
Favorites