Turkish - English
Definition of iştirakçı in Turkish English dictionary
- iştirakçi
- participant
- iştirakçi
- contributor
Tom isn't our largest contributor.
-Tom bizim en büyük iştirakçimiz değil.
How to be a good contributor on Tatoeba?
-Tatoeba'da nasıl iyi bir iştirâkçi olunur?
- iştirakçi
- participator
- iştirakçi
- party
- iştirakçi ülke
- (Ticaret) participating country
- iştirak
- participate
- iştirak
- participation
- iştirak
- {i} joining
- iştirak
- contribution
- iştirak
- (Ticaret) associate
The three associates will set up a new company.
-Üç iştirakçi yeni bir şirket kuracak.
- iştirak
- communion
The First Communion is an important ceremony in the Catholic Church.
-İlk iştirak Katolik kilisesinde önemli bir törendir.
- iştirak
- (Finans) Material subsidiary
- İştirak
- (Finans) material subsidiary
- iştirak
- sharing
- iştirak
- (Hukuk) involvement
- iştirak
- participation, sharing
- iştirak
- partnership
- iştirak
- association
- iştirak
- partnership; participation
- iştirak
- taking part
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of iştirakçı in Turkish Turkish dictionary
- iştirakçi
- Sosyal güvenlik bakımdan bir sandığa veya benzeri bir kuruma bağlı olan memur, işçi
- iştirakçi
- Katılımcı
- iştirakçi
- Ortaklık eden, ortak olan, katılan kimse
- iştirak
- Bir işte yer alma, paydaşlık etme
- iştirak
- Ortak olma
- iştirak
- Ortaklık, ortak olma, ortaklaşma, paydaşlık
- iştirak
- Bir işe, bir düşünceye katılma
- iştirak
- Katılma
- iştirak
- Yer alma, paydaşlık etme
- iştirak
- katılım
- iştirâk
- (Osmanlı Dönemi) ortaklık, katılma
- İŞTİRAK
- (Osmanlı Dönemi) Ortak olmak. Ortaklık etmek. Bir işde yer almak. Hissedâr olmak
- İŞTİRAK
- (Osmanlı Dönemi) Bir lâfızda çok mânalar müşterek olması. Meselâ: "Ayn" kelimesi. Hem göz, hem de kaynak mânasına gelir