işletmesi

listen to the pronunciation of işletmesi
Turkish - English

Definition of işletmesi in Turkish English dictionary

aile işletmesi
(Ticaret) family-owned business
aile işletmesi
(Ticaret) family business
orman işletmesi
forest management
turizm işletmesi
(Turizm) tourism establishment
işle
function as

Some English adverbs function as adjectives. - Bazı İngilizce zarflar sıfat olarak işlevini yerine getirir.

işle
{f} manipulated

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
manipulate

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

deneme işletmesi
(Mühendislik) trial run
işle
{f} process

We eat more processed food than natural food. - Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

işle
{f} cultivated

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
cultivate

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

They say Zen cultivates our mind. - Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

işle
{f} processing

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

belgeli turizm işletmesi
(Turizm) licensed tourism establishment
bireysel raporlama işletmesi
(Ticaret) stand-alone entity
demiryolu işletmesi
railway operation
demiryolu işletmesi
(Ticaret) railway service
demiryolu işletmesi
railway undertaking
denizcilik işletmesi
(Askeri) maritime lines
işle
till
işle
brocade
işle
engraving
işle
{f} handle

Tom decided to step back and allow Mary to handle things for a while. - Tom geri çekilmeye ve bir süre işleri Mary'nin idare etmesine izin vermeye karar verdi.

We can handle things. - İşleri idare edebiliriz.

işle
engrave
kamu işletmesi
(Hukuk) public undertaking
kamu işletmesi
(Politika, Siyaset) public corporation
liman işletmesi
Port Authority
sendika işletmesi
(Ticaret) union shop
Turkish - Turkish
işletmesi
Favorites