Please mark the correct answer.
- Lütfen doğru cevabı işaretleyiniz.
The teacher is busy marking papers.
- Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul.
This dog breed has very special markings.
- Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.
There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
- Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
We have explained that HTML is, as a basic rule, elements marked up with open and close tags.
- Biz HTML'nin, temel bir kural olarak, açık ve kapalı etiketlerle işaretlenmiş elementler olduğunu açıkladık.
The cattle are marked with brands.
- Sığırlar damgalarla işaretlenirler.
I need three markers.
- Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.
Tom doesn't understand social cues.
- Tom sosyal işaretleri anlamıyor.
There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.
- Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır.
There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.
- Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.
He signaled that I should follow him.
- O, benim onu izlemem gerektiğinin işaretini verdi.
We must pay attention to traffic signals.
- Trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.
What does this mark mean?
- Bu işaret ne anlama geliyor?
She put a red ribbon on her umbrella as a mark.
- O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
What does this sign mean?
- Bu işaret ne anlama geliyor?
Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
- Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
Tom gestured for Mary to go inside.
- Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.
Tom gestured for Mary to sit down.
- Tom Mary'nin oturması için işaret etti.
There was no indication that anything was wrong.
- Bir şeyin ters gittiğine dair hiçbir işaret yoktu.
The cursing tongue is an indication of a bad heart.
- Küfürlü dil, kötü bir kalbin işaretidir.
There was only a simple white cross to mark the soldier's tomb.
- Askerin mezarını işaretlemek için yalnızca basit bir beyaz haç vardı.
The old German mail carrier did not want to touch the package marked gift.
- Yaşlı Alman posta taşıyıcı hediye işaretli pakete dokunmak istemedi.
Are there any landmarks?
- Doğal sınır işaretleri var mı?
What do these markings mean?
- Bu işaretlemeler ne anlama geliyor?
This dog breed has very special markings.
- Bu köpek ırkının çok özel işaretleri var.
I motioned to her not to smoke.
- Ona sigara içmemesini elle işaret ettim.
I motioned for her to sit down.
- Onun oturması için ona işaret ettim.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.
His index finger is shorter than his ring finger.
- Onun işaret parmağı yüzük parmağından daha kısadır.
His index finger is smaller than his ring finger.
- Onun işaret parmağı, yüzük parmağından daha küçüktür.
A nod is a sign of agreement.
- Bir baş sallama bir onay işaretidir.
Tom signaled Mary with a nod.
- Tom başını sallayarak Mary'ye işaret etti