iş yapmak

listen to the pronunciation of iş yapmak
Turkish - English
{f} work

You must consider what kind of work you want to do. - Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.

Since I have no children, I have more time to spend doing volunteer work than parents do. - Hiç çocuğum olmadığından, gönüllü iş yapmak için ebeveynlerin harcadığından daha çok harcayacak zamanım var.

{f} deal

Whose turn is it to deal? - İş yapmak için kimin sırası?

The soul of commerce is upright dealing. - Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.

{f} trade
{f} traffic
turn over
deal with
ply
carry on business
doing business

It's been a pleasure doing business with you. - Sizinle iş yapmak bir zevkti.

I'm looking forward to doing business with you. - Seninle iş yapmak için sabırsızlanıyorum.

job

Tom wants to do a good job. - Tom iyi bir iş yapmak istiyor.

I want to do a good job. - Ben iyi bir iş yapmak istiyorum.

to have dealings (with sb), to trade
do business

I use the internet to do business. - İnterneti iş yapmak için kullanırım.

My friends want to do business with South American firms. - Arkadaşlarım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.

transact business
iş yap
perform an action
Turkish - Turkish

Definition of iş yapmak in Turkish Turkish dictionary

iş yapma
edi
iş yapmak
Favorites