Tom had to do some work.
- Tom biraz iş yapmak zorundaydı.
You must consider what kind of work you want to do.
- Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.
Whose turn is it to deal?
- İş yapmak için kimin sırası?
The soul of commerce is upright dealing.
- Ticaretin ruhu dürüst iş yapmaktır.
Doing business is really difficult.
- İş yapmak gerçekten zor.
It's been a pleasure doing business with you.
- Sizinle iş yapmak bir zevkti.
I want to do a good job.
- Ben iyi bir iş yapmak istiyorum.
If you want to do a good job, don't rush through it.
- İyi bir iş yapmak istiyorsanız acele etmeyin.
I use the internet to do business.
- İnterneti iş yapmak için kullanırım.
My friends want to do business with South American firms.
- Arkadaşlarım Güney Amerikan şirketleriyle iş yapmak istiyor.