The box contains a Mesopotamian statue.
- Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
This dictionary contains about 40,000 headwords.
- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.
The relationship between Islam and the West includes centuries of co-existence and cooperation, but also conflict and religious wars.
- İslam ve batı arasındaki ilişki yüzyıllar süren birliktelik ve ortak çalışma fakat aynı zamanda çatışma ve din savaşları içermektedir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
I addressed the envelope containing the invitation.
- Davet içeren zarfın üstüne adres yazdım.
His speech contained many fine phrases.
- Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
- Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
Investing in stocks involves risk.
- Hisse senetlerine yatırım yapmak risk içerir.
This financial audit also includes an evaluation of the company's assets.
- Bu mali denetim, aynı zamanda şirketin varlıklarının bir değerlendirmesini içerir.
This amount includes tax.
- Bu tutar vergi içermektedir.
The parade included six marching bands.
- Geçit töreni altı tane bando içeriyordu.
The shopping list included a gallon of milk.
- Alışveriş listesi bir galon süt içeriyordu.
The Kalmar Union, comprising Sweden, Denmark and Norway, broke apart in 1523.
- İsveç, Danimarka ve Norveç'i içeren Kalmar Birliği, 1523'te ayrıldı.