Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
- I know you think you understood what you thought I said, but I'm not sure you realized that what you heard is not what I meant.
Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.
- Tom might have visited Mary in Boston last week. I'm not sure.
... But I'm not sure if this Wednesday I'm going to have ...
... I'm not sure when news will start making ...