Turkish - English
Definition of huzursuzluk in Turkish English dictionary
- uneasiness
- unrest
The unrest lasted three days.
-Huzursuzluk üç gün sürdü.
Social unrest may come about as a result of the endless rising of prices.
-Sürekli yükselen fiyatların bir sonucu olarak sosyal huzursuzluk çıkabilir.
- perturbation
- anxiousness
- disturbance
- edginess
- disquietude
- fidget
- sleeplessness
- hump
- restlessness
- disquiet
- discomfort
- trouble
- lack of tranquillity or peace
- uneasiness, unrest, disturbance, disquiet, restlessness, ferment
- fermentation
- inquietude
- restiveness
- qualm
- uneasiness of mind, unease, disquiet
- fidgetiness
- ferment
- bother
- anxiety
- bobbery
- unease
They aim to stir unease in societies.
-Onlar toplumlarda huzursuzluk çıkarmayı amaçlamaktadır.
- huzursuzluk, tedirginlik olmak
- restlessness, uneasiness to
- huzursuzluk vererek
- disquietly
- huzursuzluk yaratan kimse
- stormy petrel
- huzursuzluk çıkarmak
- provoke disturbance
- huzursuzluk çıkarmak
- give rise to disturbance
- huzursuzluk çıkarmak
- lead to disturbance
- huzursuzluk çıkarmak
- cause disturbance
- içtimai huzursuzluk
- Social unrest
- toplumsal huzursuzluk
- Social unrest
- cinsel huzursuzluk
- sexual dysphoria
- politik huzursuzluk
- distemper
- siyasi huzursuzluk
- (Politika, Siyaset) political unrest
- tarımsal huzursuzluk
- agrarian unrest
- toplumsal huzursuzluk yaratmak
- create social unrest
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of huzursuzluk in Turkish Turkish dictionary
- Huzursuz olma durumu
- Huzursuzca davranış
- Huzursuz olma durumu: "Ölüye ağlamayan insanların huzursuzluğu içindeyim."- S. F. Abasıyanık
- kaynaşma
- içtimai huzursuzluk
- Sosyal huzursuzluk, toplumsal huzursuzluk
- sosyal huzursuzluk
- Toplumsal huzursuzluk, içtimai huzursuzluk
- toplumsal huzursuzluk
- Sosyal huzursuzluk, içtimai huzursuzluk
Related Terms
huzursuzluk
Hyphenation
hu·zur·suz·lukPronunciation
Resimler
History
Favorites