I sometimes get uneasy about the future.
- Bazen gelecek ile ilgili huzursuzlanıyorum.
After he left, she started feeling uneasy.
- Gittikten sonra, huzursuz hissetmeye başladı.
Tom was impatient and restless.
- Tom sabırsız ve huzursuzdu.
She felt restless all day long.
- O gün boyu huzursuz hissetti.
He felt ill at ease in the new surroundings.
- Yeni ortamlarda huzursuz hissettim.
Tom is ill at ease among strangers.
- Tom yabancılar arasında huzursuz.
Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
You must take off your hats in the presence of ladies.
- Hanımefendilerin huzurunda şapkalarınızı çıkarmak zorundasınız.
Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.
- Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk.
Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
Conversion was peaceful and gradual.
- Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.
I never feel comfortable in his presence.
- Onun huzurunda asla rahat hissetmem.
Tom was impatient and restless.
- Tom sabırsız ve huzursuzdu.
How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
- Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
Tom is ill at ease among strangers.
- Tom yabancılar arasında huzursuz.
I feel ill at ease with her.
- Onunla birlikte huzursuz hissediyorum.
I would like some peace and quiet.
- Biraz huzur ve sessizlik isterim.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.