Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
Conversion was peaceful and gradual.
- Dönüşüm huzurlu, yavaş yavaş oldu.
Tom just wanted some peace and quiet.
- Tom sadece biraz huzur ve sessizlik istedi.
She felt restless all day long.
- O gün boyu huzursuz hissetti.
How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
The strike had not been peaceful, however, and Rev. Martin Luther King, Jr. begged both sides to be patient and calm.
- Ancak, grev huzurlu olmamıştı ve Aziz Martin Luther King, Jr her iki taraftan sabırlı ve sakin olmasını rica etti.
He felt ill at ease in the new surroundings.
- Yeni ortamlarda huzursuz hissettim.
I saw at once that he was ill at ease.
- Onun huzursuz olduğunu hemen anladım.
I never feel comfortable in his presence.
- Onun huzurunda asla rahat hissetmem.
Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
- Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
All Tom wanted was some peace and quiet.
- Tom'un bütün istediği biraz huzur ve sessizlikti.
Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.
- Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk.
She felt shy in his presence.
- Onun huzurunda utangaç hissettim.
Nature photos of animals taken in complete tranquility and serenity, are truly masterpieces.
- Hayvanların huzur ve sükunet içinde çekilen doğa resimleri gerçekten şaheserdir.
Tom works in a nursing home.
- Tom bir huzur evinde çalışıyor.
Your mother is in a nursing home, isn't she?
- Annen bir huzur evinde, değil mi?
How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime.
- Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.
The silence in the forest is restful.
- Ormandaki sessizlik huzur verici.
The lyrics seem innocent enough, but if you listen to them closely, you'll realize how subversive they really are.
- Şarkı sözleri yeterince masum görünüyor fakat onları yakından dinlersen onların gerçekten ne kadar huzur bozucu olduğunu fark edersin.
I found it disturbing.
- Ben onu huzur bozucu buldum.
What a pity! He was a good professor. May he rest in peace.
- Ne yazık! O iyi bir profesördü. Huzur içinde yatsın.
May your soul rest in peace.
- Ruhun huzur içinde yatsın.