Turkish - English
Definition of huylar in Turkish English dictionary
- Temperament and
- ways
- huy
- temper
Tom has a very bad temper.
-Tom'un çok kötü bir huyu var.
He's very hot-tempered and can easily lose his temper.
-O çok sıcak huyludur ve kolayca öfkesini kaybedebilir.
- huy
- {i} habit
He is not in the habit of going to church.
-Kiliseye gitmek huyu değildir.
Tom picked up that habit from his father.
-Tom o huyu babasından aldı.
- huy
- {i} temperament
- huy
- streak
- huy
- cheer
My mother is carefree, cheerful and good-natured.
-Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur.
- huy
- complexion
- huy
- mettle
- huy
- vein
- huy
- custom
- huy
- humour
- huy
- blood
- huy
- second nature
- Huy
- gârize
- huy
- (ingrained) habit, way
- huy
- nature
- huy
- humour [Brit.]
- huy
- kidney
- huy
- temperament, nature, disposition
- huy
- constitution
- huy
- humor
- huy
- character
- huy
- habit, temper, disposition, temperament, make-up
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of huylar in Turkish Turkish dictionary
- HUY
- (Osmanlı Dönemi) Boş ve hâli olmak
- HUY
- İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat: "Can çıktıktan sonra da huy, adamı kolay kolay terk etmiyor."- R. N. Güntekin. İçgüdü durumunu almış alışkanlık
- huy
- İnsanın yaradılış ve ruh özelliklerinin bütünü, mizaç, tabiat
- huy
- İçgüdü durumunu almış alışkanlık