Acele etmen için bir amacın yoksa acele etme.
- Don't hurry if there's no purpose to your hurrying.
Acele etmek hataların yapılmasına yol açar.
- Hurrying leads to mistakes being made.
Acele etmen için bir amacın yoksa acele etme.
- Don't hurry if there's no purpose to your hurrying.
Ben acele etmek için herhangi bir neden görmüyorum.
- I don't see any reason for hurrying.
Acele et. Okula geç kalacaksın.
- Hurry up. You'll be late for school.
Eve gitmek için acelesi vardı.
- She was in a hurry to go home.
Gerçekten acele etmek zorundayız.
- We've really got to hurry.
Acele etmek için herhangi bir büyük neden var gibi görünmüyor.
- It doesn't look like there's any big reason to hurry.
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
- John was in such a hurry that he had no time for talking.
Tom'un, eve dönmek için özel bir telaşı yoktu.
- Tom was in no particular hurry to get back home.
Çabuk! Kaybedecek zaman yok!
- Hurry! There's no time to lose!
Çabuk! Biz geç kalacağız.
- Hurry up! We'll be late.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Hurry up or you'll miss the train.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Hurry, or you'll miss the train.
İşi hızlandırmak zorunda kaldım.
- I had to hurry the work.
İşi hızlandırmak zorunda kaldım.
- I had to hurry the work.
If you don't hurry you wont finish on time.