Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.
- Anyhow it will be a good idea to hurry up.
Acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up.
Acele et. Okula geç kalacaksın.
- Hurry up. You'll be late for school.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Hurry up, or you'll miss the train.
Çabuk ol! Konser başlıyor.
- Hurry up! The concert is starting.
Hiç acele etme ama çabuk ol.
- Take your time, but hurry up.
Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!
- Come on, Arianna, speed up or we'll never get there!
Haydi, benimle oyna, çok sıkıldım!
- Come on, play with me, I'm so bored!
İçeri gelin. Başlamak üzereyiz.
- Come on in. We're just about to get started.
Saat yedide orada olmalıyız, bu nedenle çabuk ol.
- We must be there at seven, so hurry up.
Çabuk ol! Konser başlıyor.
- Hurry up! The concert is starting.
Come on! We're going to be late.
- Hurry up! If you don't, we'll be late.