Acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up.
Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up so you'd catch the last train.
Acele et. Okula geç kalacaksın.
- Hurry up. You'll be late for school.
Acele et, yoksa son treni kaçıracaksın.
- Hurry up, or you will be late for the last train.
Hiç acele etme ama çabuk ol.
- Take your time, but hurry up.
Çabuk ol! Konser başlıyor.
- Hurry up! The concert is starting.
Haydi, Joe. Sadece bir bardak bira zarar vermez.
- Come on, Joe. Just a glass of beer won't hurt.
Davranışını haklı çıkar, haydi, bunların hepsi olduğunda orada olmanı haklı çıkar.
- Justify your attitude, come on, justify being there when it all happened.
İçeri gelin. Başlamak üzereyiz.
- Come on in. We're just about to get started.
Çabuk ol, yoksa treni kaçıracağız.
- Hurry up, or we'll miss the train.
Çabuk ol! Konser başlıyor.
- Hurry up! The concert is starting.
Come on! We're going to be late.
- Hurry up! If you don't, we'll be late.