Acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up.
Son treni yakalamak için acele etmek zorundasın.
- You have to hurry up so you'd catch the last train.
Acele et. Okula geç kalacaksın.
- Hurry up. You'll be late for school.
Acele et, yoksa treni kaçıracaksın.
- Hurry up or you'll miss the train.
Tom, çabuk ol. Geliyorum!
- Tom, hurry up. I'm coming!
Hiç acele etme ama çabuk ol.
- Take your time, but hurry up.