Fadıl bir Müslüman olmamasına rağmen oruç tutmaya başladı.
- Fadil started fasting although he wasn't a Muslim.
İslam'ın beş şartı; şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmektir.
- The five pillars of Islam are belief, worship, fasting, almsgiving, and pilgrimage.
Tom çok aç olduğunu söyledi.
- Tom said he was starving.
O açlıktan öldüğü için bir parça tost yedi.
- He swallowed a piece of toast because he was starving.
Şimdi yiyelim. Açlıktan ölüyorum.
- Let's eat now. I'm starving.
Think of the starving children.
- Denk an die hungernden Kinder!
Eat! There are starving children who would love to have that food.
- Rein damit! Es gibt hungernde Kinder, die das nur zu gerne äßen!