Havaalanında yüzlerce taksi vardı,hepsi iş için çığırtkanlık yapıyorlardı.
- There were hundreds of taxis at the airport, all touting for business.
Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- The homes of hundreds of families were burned.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- One hundred and fifty people entered the marathon race.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.
- I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do.
Yüzlerce kuş gözüme ilişti.
- I caught sight of hundreds of birds.
Yüzüncü doğum gününde birkaç gün içerisinde öldü.
- He died within a few days of his hundredth birthday.
Yüzüncü doğum gününden birkaç gün önce vefat etti.
- He passed away several days before his hundredth birthday.
Overall, the top a hundred and seventy-five executives at the companies.
... When you have hundreds or thousands of people who are living together, ...
... quicker saving hundreds of millions of people a few ...