English - Turkish
Definition of humanizing; exalting; tending to refine in English Turkish dictionary
- humane
- insancıl
Bu, suçlular için en insancıl ceza değil midir?
-Isn't that the most humane punishment for criminals?
- humane
- sevecen
- humane
- uygar
- humane
- insaniyetli
- humane
- humaneness: (isim) insanlık; şefkat merhamet
- humane
- (sıfat) insancı, merhametli, müşfik, insaniyetli; yükseltici, uygarlaştırıcı
- humane
- humane letters, humane studies: beşeri ilimler, konusu insan olan bilimler
- humane
- (zarf) insanca, merhametle, şefkatle
- humane
- humanelyinsanca
- humane
- (sıfat) insancıl, hümanist, iyiliksever, yufka yürekli
- humane
- insancı
Bu, suçlular için en insancıl ceza değil midir?
-Isn't that the most humane punishment for criminals?
- humane
- (Sosyoloji, Toplumbilim) insani
- humane
- merhametle
- humane
- konusu insan olan bilimler
- humane
- humane society insan veya hayvanları himaye eden kurum
- humane
- {s} hümanist
- humane
- {s} insani, insanlığa yakışan
- humane
- humane studies beşeri ilimler
Related Terms
English - English
Definition of humanizing; exalting; tending to refine in English English dictionary
- humane
humanizing; exalting; tending to refine
Hyphenation
humanizing; exalting; tending to re·finePronunciation
Resimler
Favorites