My brother went to the United States to study law.
- Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.
Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
The police officer enforces civil law.
- Polis memuru medeni hukuku uygular.
The legal system in America is the world's finest.
- Amerika'daki hukuk sistemi dünyanın en iyisidir.
The legal system in the United States is the world's finest.
- ABD'deki hukuk sistemi dünyanın en iyisidir.
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
Tom has just graduated from law school.
- Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu.
Legal terminology is usually incomprehensible to non-specialists.
- Hukuk terminolojisi uzman olmayanlar için genellikle anlaşılmazdır.
Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government.
- Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.
He passed the law examination and set up a law office.
- Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.
He opened a law office in Cincinnati.
- Cincinnati'de bir hukuk bürosu açtı.
Tom has just graduated from law school.
- Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu.
I didn't go to law school.
- Ben hukuk fakültesine gitmedim.
The police officer enforces civil law.
- Polis memuru medeni hukuku uygular.