İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
Ken'in dükkanındaki kocaman içi doldurulmuş ayıyı almak istedim ama satılık değildi.
- I wanted to buy the huge stuffed bear at Ken's store, but it was not for sale.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
- A huge tanker just pulled out from the dock.
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- The huge tanker has just left the dock.
Muazzam kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.
- She lost sight of her friend in the huge crowd.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
- A huge crowd of people waited.
Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
- We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
O, büyük bir evde yaşıyor.
- He lives in a huge house.
Sadece çok büyük bir hata yaptın.
- You just made a huge mistake.
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
- Moving a huge boulder is going to be very hard.
Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
- A huge monster is coming down the mountain.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen a strawberry this huge.
The castle was huge.
In our league our coach is huge!.