hostile; bold, assertive; forceful

listen to the pronunciation of hostile; bold, assertive; forceful
English - Turkish

Definition of hostile; bold, assertive; forceful in English Turkish dictionary

aggressive
kavgacı
aggressive
{s} agresif

Bugün niye agresifsin? - Why are you aggressive today?

Tom oldukça agresif, değil mi? - Tom is quite aggressive, isn't he?

aggressive
{s} saldırgan

Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil. - He has none of his father's aggressiveness.

Bana karşı saldırgan bir tavır takındı. - He assumed an aggressive attitude toward me.

aggressive
(Askeri) TECAVÜZ
aggressive
saldırıcı
aggressive
tecavüzkar
aggressive
kemirici
aggressive
didişken
aggressive
çamur
aggressive
atılgan

Daha atılgan olmaya çalıştım. - I tried to be more aggressive.

aggressive
girişken

Biz sadece girişken olmak zorundayız. - We just have to be aggressive.

Girişken olmak zorundaydım. - I had to be aggressive.

aggressive
agresiv
aggressive
{s} saldırı ile ilgili
English - English
{s} aggressive
hostile; bold, assertive; forceful
Favorites