Tom, kazadan beri profesyonel bir dansçı olma umudundan vazgeçti.
- Since the accident, Tom has given up hope of becoming a professional dancer.
Umarım kimse beni dans ederken görmemiştir.
- I just hope no one saw me dancing.
Sami yataktan sıçradı.
- Sami hopped from the bed.
Umarım uçuşunuzu kaçırmazsın.
- I hope you don't miss your flight.
Umarım uçuşumuzu kaçırmayız.
- I hope we don't miss our flight.
Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.
- An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.
Leyla arabada zıpladı.
- Layla hopped in the car.
Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.
- I hope there's still some bread left.
Biraz daha para biriktirmeyi ummuştum.
- I had hoped to save more money.
I hopped a plane over here as soon as I heard the news.