honest, true, uncorrupt, pure, unhurt

listen to the pronunciation of honest, true, uncorrupt, pure, unhurt
English - Turkish

Definition of honest, true, uncorrupt, pure, unhurt in English Turkish dictionary

sincere
samimi

Onun samimi olduğundan şüphem yok. - I do not doubt that he is sincere.

O, çok samimi insandır. - He is a very sincere person.

sincere
içten

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır. - He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.

İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin. - I sincerely hope that you will soon recover from your illness.

sincere
{s} dürüst

Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var. - I need a sincere girlfriend.

Tom'un oldukça dürüst olduğundan eminim. - I'm sure Tom is quite sincere.

sincere
yürekten

Sana yürekten bir özür borçluyum. - I owe you a sincere apology.

sincere
yapmacıksız
sincere
muhlis
sincere
hüsnüniyet
sincere
{s} gerçek

İçtenlikle, gerçekten ona inanıyorum. - I sincerely, truly believe that.

Tom gerçekten samimi görünüyordu. - Tom seemed really sincere.

sincere
hakiki
sincere
sincerity içtenlik
sincere
(sıfat) içten, samimi, candan, gerçek, doğru, dürüst, içi dışı bir
sincere
hulüs
sincere
{s} doğru

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır. - He is usually straightforward and sincere and thereby gains the confidence of those who meet him.

sincere
{s} candan
sincere
samimiyet
sincere
sahte olmayan
English - English
{a} sincere
honest, true, uncorrupt, pure, unhurt
Favorites