English - Turkish
Definition of holding extreme views, especially on a political subject in English Turkish dictionary
- extremist
- aşırı
Aşırı uçlar başkanın karısını kaçırdı.
-Extremists kidnapped the president's wife.
Müslümanlar, tüm gayrimüslimleri öldürmek isteyen aşırılık yanlıları gibi canlandırılıyor.
-Muslims are portrayed like extremists that want to kill all non-Muslims.
- extremist
- azılı
- extremist
- ifratçı
- extremist
- uç fikirleri olan
- extremist
- (Askeri) aşırı kişi
Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.
-The extremists refused to negotiate.
- extremist
- aşırı giden kimse
- extremist
- {i} aşırı uç görüşteki kimse
- extremist
- {i} ölçüyü aşan kimse
- extremist
- {i} ifrata kaçan kimse
- extremist
- {i} aşırılık yapan kimse
- extremist
- (Askeri) MÜFRİT, AŞIRI KİŞİ
Related Terms
English - English
Definition of holding extreme views, especially on a political subject in English English dictionary
- extremist
holding extreme views, especially on a political subject
Hyphenation
hold·ing ex·treme views, es·pe·cial·ly on a po·li·ti·cal sub·jectPronunciation
Resimler
Favorites