hoşnutlukla

listen to the pronunciation of hoşnutlukla
Turkish - English
favorably
gladly

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

hoşnut
contented
hoşnut
{s} glad

I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to. - Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.

I'm glad you're pleased. - Ben senin hoşnut olmandan memnunum.

hoşnut
content

Tom certainly looks very content. - Tom kesinlikle hoşnut görünüyor.

He is content with the simple life. - Basit bir yaşamdan hoşnuttur.

hoşnut
pleased

I thought you'd be pleased. - Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.

I'm glad you're pleased. - Ben senin hoşnut olmandan memnunum.

hoşnut
{s} delighted

Tom will be delighted to hear that. - Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.

She was much delighted at my gift. - O hediyemden çok hoşnut oldu.

hoşnut
delighted at
hoşnut
contented with
hoşnut
gladsome
hoşnut
gratified
hoşnut
satisfied, glad, pleased, content, contented (with)
hoşnut
satisfied

If I had 25% more income, I'd be more satisfied with my life. - Eğer yüzde 25 daha fazla gelirim olsaydı yaşamımdan daha hoşnut olurdum.

I'm not satisfied yet. - Henüz hoşnut değilim.

hoşnut
rejoiced at
hoşnut
jolly
hoşnut
bucked
Turkish - Turkish

Definition of hoşnutlukla in Turkish Turkish dictionary

hoşnut
Bir davranış, bir durum veya bir kimseden memnun olan, yakınması olmayan
hoşnutlukla
Favorites