I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to.
- Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.
I'm glad you're pleased.
- Ben senin hoşnut olmandan memnunum.
I would have gladly gone abroad during high school, but my parents didn't want me to.
- Lise sırasında hoşnutlukla yurt dışına gitmek isterdim ama ebeveynlerim gitmemi istemezdi.
You look very content.
- Çok hoşnut görünüyorsun.
He is content with the simple life.
- Basit bir yaşamdan hoşnuttur.
I'm glad you're pleased.
- Ben senin hoşnut olmandan memnunum.
I thought you'd be pleased.
- Ben senin hoşnut olacağını düşündüm.
Tom will be delighted to hear that.
- Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
I've always been delighted with the chinese culture.
- Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
I'm not satisfied either.
- Ben de hoşnut değilim.
I'm not satisfied with the structure of this sentence.
- Bu cümlenin yapısından hoşnut değilim.