I don't know Tom well enough to dislike him yet.
- Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum
Tom is an easy guy to dislike.
- Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.
I don't know Tom well enough to dislike him yet.
- Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum
Most young adults enjoy going out at night.
- Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
I cannot help liking him in spite of his many faults.
- Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil.
Fred took a liking to Jane and started dating her.
- Fred Jane'den hoşlanmaya başladı ve onunla çıkmaya başladı.