a fond'' farewell.
Your fond dreams of flying to Jupiter have been quashed by the facts of reality.
We enjoyed singing songs together.
- Birlikte şarkı söylemekten hoşlandık.
He enjoyed reading detective stories.
- O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.
I don't care for the way he talks.
- Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.
I don't care for sports.
- Sporlardan hoşlanmam.
Mary's boss is a bit too tactile for her liking.
- Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.
What's the difference between liking and loving someone?
- Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?