hizmeti

listen to the pronunciation of hizmeti
Turkish - English
services
plural form of service
That which is produced, then traded, bought or sold, then finally consumed and consists of an action or work
plural of service
performance of duties or provision of space and equipment helpful to others; "the mayor tried to maintain city services"; "the medical services are excellent
hizmet
service

Everyone has the right of equal access to public service in his country. - Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.

Bank services are getting more and more expensive. - Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.

hizmeti başlat
(Bilgisayar) start service
hizmeti durdur
(Bilgisayar) stop service
hizmeti beklet
(Bilgisayar) pause service
hizmeti denetle
(Bilgisayar) control service
hizmeti duraklat
(Bilgisayar) pause service
hizmeti karşılığı
(Ticaret) in return for his service
hizmet
{i} duty

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

hizmet
employment
hizmet
waiting

We were waiting on him for ten minutes. - On dakikadır ona hizmet ediyorduk.

We're waiting to be served. - Biz hizmet edilmeyi bekliyoruz.

hizmet
{i} function
kamu hizmeti
utility
asker alma hizmeti
(Askeri) recruiting service
besin hizmeti
food service
derecelendirme hizmeti
(Bilgisayar) rating service
hizmet
post

Is there postal service on Sunday? - Pazar günü posta hizmeti var mı?

Postal services are a government monopoly. - Posta hizmetleri devlet tekelindedir.

hizmet
(Ticaret) services

Bank services are getting more and more expensive. - Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.

The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows. - Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.

hizmet
(Kanun) servitude
hizmet
servicing
hizmet
labor-intensive
hizmet
yoke
hizmet
(Kanun) employment contract
hizmet
station

Why on earth did you take him to the station? - Hangi akla hizmet onu istasyona götürdün?

hizmet
labour-intensive
hizmet
attendance
hizmet
attention
izleme hizmeti
(Askeri) monitoring service
kamu hizmeti
(Kanun,Politika, Siyaset) civil service
laboratuvar hizmeti
(Askeri) laboratory service
rehberlik hizmeti
guidance service
sunu hizmeti katmanı
(Bilgisayar) presentation services layer
sıhhiye hizmeti
(Askeri) medical service
tavsiye hizmeti
(Havacılık) advisory service
temizlik hizmeti
cleaning services
top hizmeti
(Askeri) service of the piece
ulusal sağlık hizmeti
national health service
veteriner hizmeti
(Askeri) veterinary service
web hizmeti
(Bilgisayar) web service
windows internet isim hizmeti
windows internet name service
yiyecek hizmeti
food service
yiyecek-içecek hizmeti
(Gıda) catering
hizmet
line

After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line. - Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, hizmetler Chuo Hattı üzerinde askıya alındı.

hizmet
serve

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

Tom served two terms in Congress. - Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.

amme hizmeti
Public service, public utility, utility
askerlik hizmeti
military service
hizmet
ministry
hizmet
{i} ministration
hizmet
at service
toplum hizmeti
community work
yemek hizmeti
food service
Deniz Tesisleri İstihkam Hizmeti Merkezi
(Askeri) Naval Facilities Engineering Service Center
Federal telekomünikasyon sistemi; Federal telefon servisi; dosya devir hizmeti
(Askeri) Federal telecommunications system; Federal telephone service; file transfer service
Hava Kuvvetleri Sıhhiye Hizmeti
(Askeri) Air Force Medical Service
Kara ve Hava Kuvvetleri Muhabere Hizmeti (AAFES) Nakit Fonu Faaliyeti
(Askeri) AAFES Imprest Fund Activity
Kara-Hava Kuvvetleri Mübadele Hizmeti
(Askeri) Army and Air Force Exchange Service
Milli Parklar Teşkilatı; daha önceden hizmeti yok; Nükleer Planlama Sistemi
(Askeri) National Park Service; nonprior service; Nuclear Planning System
Milli Çevre Uydusu, Veri Ve Bilgi Hizmeti (DOC)
(Askeri) National Environmental Satellite, Data and Information Service (DOC)
Sahil Güvenlik Tahkikat Hizmeti
(Askeri) Coast Guard Investigative Service
Savunma Güvenlik Hizmeti; Standart Dağıtım Sistemi;kati, şekillendirici, baki
(Askeri) Defense Security Service; Distribution Standard System;decisive, shaping, sustaining
Silahlı Kuvvetler Radyo ve Televizyon Hizmeti
(Askeri) Armed Forces Radio and Television Service
Ulusal Güvenlik Ajansı / Merkezi Güvenlik Hizmeti
(Askeri) National Security Agency/Central Security Service
acil sağlık hizmeti
(Tıp) emergency health service
alarm hizmeti
(Havacılık) alerting service
amme hizmeti
public service
askerlik hizmeti
government issue
askerlik hizmeti/görevi
compulsory military service
besin hizmeti yönetimi
food service management
besin hizmeti çalışanları
(Gıda) food service employees
devlet hizmeti
civil service
devlet hizmeti
government service, civil service
devlet hizmeti
public service
dışişleri hizmeti
diplomatic service
hassas konumlama hizmeti
(Askeri) precision positioning service
hava kurtarma (servisi) hizmeti
(Askeri) air rescue service
hava trafik hizmeti; terminal hizmeti tahsisi
(Askeri) air traffic service; assign terminal service
havacılık sabit hizmeti
(Askeri) aeronautical fixed service
hizmet
labor intensive
hizmet
service, employ; duty, function; care, attention
hizmet
care, maintenance
hizmet
labor
hizmet
labour [Brit.]
hizmet
laborintensive
hizmet
{i} Labour
hizmet
appointment
hizmet
office

He works at the welfare office. - O, sosyal hizmetler müdürlüğünde çalışıyor.

hizmet
mission

The mission remains to serve others. - Misyon başkalarına hizmet vermeye devam etmektedir.

ikram hizmeti
complementary food and drink
ileti hizmeti
(Bilgisayar) messaging service
internet hizmeti sağlayıcısı
(Askeri) internet service provider
istihkâm hizmeti
engineering
kalkınma hizmeti
(Hukuk) service of development
kamu hizmeti
a public service, a service that benefits the public generally
kamu hizmeti
public utility
kamu hizmeti
public service

Tom devoted his whole life to public service. - Tom bütün hayatını kamu hizmetine adadı.

kamu hizmeti birliği
public utility corporation
kamu sağlık hizmeti
(Askeri) Public Health Service
köylünün derebeyine zorunlu hizmeti
corvee
kışla hizmeti
fatigue duty
kışla hizmeti elbisesi
fatigue clothes
liste hizmeti
(Bilgisayar) list service
meydan kontrol hizmeti
(Havacılık) aerodrome control service
mezar kayıt hizmeti
(Askeri) graves registration service
mobil şebeke hizmeti
(Telekom) mobile network service
motorlu haberci hizmeti
(Askeri) motor dispatch service
muhafaza hizmeti sağlama
(Ticaret) custodianship
muhtemel durum kontratları idare hizmeti
(Askeri) contingency contract administration services commander - contingency contract administration services
nesne hizmeti
object service
noterlik hizmeti
(Kanun) notarial service
nöbet hizmeti
mil . guard duty
ordu donatım hizmeti
(Askeri) ordnance service
ordu donatım sahra hizmeti
(Askeri) ordnance field service
ordu kantin hizmeti
(Askeri) army exchange service
paket hizmeti
(Bilgisayar) packet services
pazar hizmeti mevcut değil
(Sigorta) no market
personel hizmeti
(Ticaret) personnel service
posta hizmeti
postal service
psikolojik yardım hizmeti
psychological services
rsvp hizmeti
(Bilgisayar) rsvp service
saha kontrol hizmeti
(Havacılık) area control service
sivil halka ikmal hizmeti
(Askeri) civilian supply
sıhhiye hizmeti sınıfı
(Askeri) medical service corps
tedavi hizmeti
treatment service
telekomünikasyon hizmeti talebi; tek birimli dönüşlü takip hattı
(Askeri) telecommunications service request; trackline single-unit return
telekomünikasyon hizmeti önceliği
(Askeri) telecommunications service priority
terminal hizmeti; çok gizli
(Askeri) terminal service; top secret
ticari müteahhitlik hizmeti
(Askeri) commercial vendor services
toplum hizmeti
social work
turizm hizmeti
tourism service
ufuk ötesi lojistik hizmeti
(Askeri) logistics over-the-shore
uzaktan çağrı hizmeti konumu
(Askeri) remote call service position
uçuş malumat hizmeti; yabancı istihbarat servisi
(Askeri) flight information service; foreign intelligence service
windows zaman hizmeti
windows time service
wins hizmeti
(Bilgisayar) wins service
yardımcı sağlık hizmeti veren kimse
paramedic
yiyecek hizmeti yönetimi
food service management
English - English

Definition of hizmeti in English English dictionary

kamu hizmeti
Public service
Turkish - Turkish

Definition of hizmeti in Turkish Turkish dictionary

Hizmet
(Osmanlı Dönemi) KATV
Hizmet
(Osmanlı Dönemi) HAFFANE
HİZMET
(Osmanlı Dönemi) Bir insan, hayvan veya nebatın muhtaç olduğu işler ve takayyüdat
HİZMET
(Osmanlı Dönemi) Birinin işini görme. Bir kimsenin hesabına veya menfaatına iş görme, bu suretle yapılan iş, vazife. Memuriyet
askerlik hizmeti
Orduda belirli bir sürede yapılan yurt ödevi
hizmet
Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma: "Vatan, evladının hizmetini bekliyor."- Ö. Seyfettin
hizmet
Görev, iş
hizmet
Birinin işini görme veya birine yarayan bir işi yapma
hizmet
Bakım, özen, ihtimam
kamu hizmeti
Devlet ve öteki kamu tüzel kişileri tarafından halkın genel ve ortak ihtiyaçlarının karşılanması
müşteri hizmeti
Müşteriye verilen hizmet
orta hizmeti
Bir evin temizlik işlerinin bütünü, orta işi
sağlık hizmeti
Sağlık konularını içeren çalışma alanı
yemek hizmeti
Yemeğin hazırlanması, dağıtılması görevi
English - Turkish

Definition of hizmeti in English Turkish dictionary

kamu hizmeti
(kamu hizmet sirketi) hizmet programi (yazilim)